İmplant Vidası Takıldıktan Sonra Diş Ne Zaman Takılır?

implant

İmplant tedavisi herhangi bir nedenden dolayı kaybedilen dişlerin yerine konması ile dişin görevlerini üstlenmesi veya dişteki estetik problemleri kalıcı biçimde gidermek adına önemli bir tedavidir. Bu içerikte; implant vidası takıldıktan sonra diş ne zaman takılır, implant tedavisi ne kadar sürer, gibi İzmir implant tedavisi hakkında sıklıkla merak edilen konulara değinilmiştir.

İmplant Tedavisi

İmplant tedavisi kaybedilen dişin yerine protez dişin yerleştirildiği oldukça güvenilir bir uygulamadır. Uzun yıllardan beridir uygulanan bu tedavi sayesinde bireyler diş kaybından kaynaklanan besin tüketimi, telaffuz ve estetik sorunları ortadan kaldırarak hayat kalitelerini yükseltebilmektedir.

Tedavide önemli olan noktalardan biri uzun süre beklenmemesi gerektiğidir. Diş kaybı yaşayan bireyler zaman kaybetmeden bir diş hekimine danışarak implant tedavisini başlatmalıdır. Bunun nedeni zaman içerisinde vücudun bir savunma mekanizması olarak diş kaybından arda kalan boşluklu yapıyı kapatmasıdır.

Vücuttaki açıklıklar beden sağlığı için tehdit oluşturabilirler. Bölge enfeksiyona yatkın hale gelir. Bu nedenle vücut diş boşluğunu kapatır, damak dümdüz bir hal alır ve giderek küçülür. Damağın alt kısmında bulunan çene kemiklerinde bir miktar erime olabilir. Bu durumda implant tedavisini uygularken gerekli olan destek dokuların yetersizliği söz konusu olur. Bu durumda bireye farklı tedaviler önerilmek zorunda kalınabilir.

Eğer birey kesinlikle implant yaptırmayı isterse cerrahi müdahale ile destek dokuları oluşturmak ve implantı yerleştirmek yine de mümkündür. Ancak genel anestezi altında gerçekleştirilen bir ameliyat olduğu için, diş hekimleri daha farklı seçenekler önermektedir.

İmplant Tedavisi Nasıl Yapılır?

İmplant nasıl yapılır sorusunu çoğumuz merak ederiz.İlk olarak bireyin ağız içi dokuları detaylı muayeneden geçer. Yapılacak olan implant tedavisi planlanır. Eksik olan dişlerin bölgesine göre kişiye özel kalıp çıkarılır. Eğer estetik amaçlı işlem yapılıyorsa bireyin diş şekilleri konusunda fikri alınır.

Detaylı inceleme için panoramik röntgen çekimi gerçekleştirilir. Eğer ağız içi dokularda bir sağlık problemi varsa öncelikle bunların tedavisi planlanmalıdır. Aksi halde çevre dokuların sağlığı risk altındadır. Ayrıca zamanla ağız içindeki enfeksiyon veya diş çürüğü implantın zarar görmesine sebep olabilir. Bu nedenle hem sağlıklı bir ağız yapısı hem de diğer dokuların korunması için öncelikle bireyin ağız içi dokularında var olan sağlık problemleri ile ilgilenilir. Son olarak implant tedavisi planlanır.

İmplant İzmir tedavisine lokal anestezi ile bölgenin hissizleştirilmesiyle başlanır. Birtakım özel aletlerle implantın yerleştirileceği bölgeye kesi atılır. İmplant kemik doku içerisine doğru sabitlenir. Ardından bölgenin iyileşmesi ve implantın diğer dokularla kaynaşarak daha iyi tutunması için bir süre beklemek gerekmektedir. Bu süre zarfında bireyin daha rahat besin tüketebilmesi ve konuşabilmesi için geçici protez yerleştirilebilir.

Yapılan tüm işlemler tamamlandıktan ve iyileşme süreci sonlandıktan sonra kalıcı diş protez yerleştirilir. Doğal dişlerle bire bir aynı görünümde, beyaz, parlak ve estetik görünen bir yapı elde edilir.

implant tedavisi

İmplant Ne Kadar Sürer?

İmplant ne kadar sürer; sorusunun yanıtı yapılacak olan implantın sayısına, bireyin yaşına ve işlemin estetik amaçlı uygulanıp uygulanmadığına göre değişiklik gösterebilir. Tek bir günde tamamlanan implant tedavileri de vardır, birkaç hafta beklemeyi gerektirecek şekilde yapılanları da vardır.

Peki, implant vidası takıldıktan sonra diş ne zaman takılır? İmplant vidası yerleştirildikten sonra 8 – 12 haftalık iyileşme süreci gerekli görülebilir. Bu sürenin ardından yapılan kontroller ile bireyin diş hekimi bölgenin protez takılması için yeterli düzeye gelip gelmediğine karar verecektir.

İmplantın Kaynadığı Nasıl Anlaşılır?

İzmir diş implant tedavisi alan bireyler implantı taktırdıktan sonra yeterince kaynadığını anlamak ve diş hekimlerine giderek bir an önce tedaviyi sonlandırmak isteyebilirler. Bunun için bölgeyi aynada inceleyerek kontrol yapmaya çalışabilirler.

Ancak diş tedavilerinde enfeksiyondan korunmak için bireyler kesinlikle bölgeyle uğraşmamalı, incelemeye çalışmamalı, bölgeye kürdan gibi cisimlerle veya parmakları ile oynamamalıdır. Tedavinin ne zaman başlayacağı ile ilgili doktor kontrolü beklenmelidir.

Diş hekiminiz implantın tamamen kaynamış olduğunu anlamak için steril koşullar altında kendi özel aletleri ile implantın yerinde oynayıp oynamadığına bakacaktır. Eğer kıpırdama olmuyorsa, tam bir tutunma varsa implant kaynamış ve tedavinin bir sonraki aşamasına hazır hale gelmiş demektir.

İmplant Tedavisi Kaç Seans Sürer?

İmplant tedavisinin tek bir seansında harcanan süre 10 – 30 dakika kadar olmaktadır. Tedavinin gerektirdiği seans sayısı işlemden işleme değişir. Örnek olarak tek 1 seansta gerçekleştirilen Immediate implant yapılabilir veya 2 – 3 aylık bir periyota da gerek duyulabilir.

Bu konu hakkında bireyler kendilerine özel bilgi almak için İzmir implant tedavisini aldıkları diş hekimine danışabilirler. Yapılan ağız muayenesinden sonra doktorları tarafından en doğru bilgi verilecektir. Çünkü bazı durumlarda implant öncesi yapılması gereken diş çürüğü tedavisi, enfeksiyon tedavisi, diş taşı temizliği gibi işlemler tespit edilebilir. Bu da süreci beklenenden daha da uzun hale getirebilir.

Bir Seansta Kaç İmplant Takılır?

Tek bir seansta teorik olarak 12 – 15 tane implant takılabilir. Ancak her bir implant bölgesinin bir iyileşme süreci vardır. Bir seansta çok sayıda implantın takılması bireylerin şiddetli ağrı çekmesine, bölgeyi enfeksiyondan koruyamama riskinin artmasına, yeme içme eyleminde zorlanma gibi problemlere neden olabilir.

Bu durumda daha iyi başa çıkabilmek adına diş hekimleri sağ ve sol taraftaki uygulamalarda da birkaç gün ara vermek isteyebilir. Bu nedenle göre sayının ve uygulama bölgesinin zamanlamasına diş hekimi yaptığı muayeneye göre karar verecektir.

 

İzmir implant veya izmir implant fiyatları hakkında detaylı bilgi almak için https://dentagora.com.tr/implantoloji/ linkine göz atın!

Dişteki Siyah Lekeler Nasıl Geçer?

dişteki siyah lekeler

Her birey; parlak, bembeyaz bir gülüşe sahip olmak ister. Ancak bazen dişteki siyah lekeler, sararma, diş minesinin zarar görmesi gibi durumlar hayal edilen mükemmel gülümsemeye gölge düşürebilir. Peki, dişteki siyah lekeler nasıl geçer?

Bu problemi ortadan kaldırmak adına altta yatan neden tespit edilmeli, bleaching (diş beyazlatma) gibi yapılabilecek tedailer uygulanmalı e gerekli önlemleri alarak problemin yeniden ortaya çıkması engellenmelidir. Bu sayede diş beyazlatma İzmir uzun yıllar boyunca kalıcı olabilir.

Dişteki Siyah Lekeler Neden Olur?

Dişteki siyah lekeler neden olur; sorusunun birden fazla yanıtı vardır. Bu probleme sahip bireyler nedenleri inceleyerek kendilerinde var olan bir alışkanlığı değiştirebilir veya eğer bir sağlık problemi söz konusuysa tedavi olmak için ilgili kliniğe başvurabilirler. Dişteki siyah lekelerin nedenleri;

  • Çay – kahve tüketme alışkanlığı
  • Asitli ve şeker oranı yüksek besinleri sık sık tüketmek
  • Bazı ilaçların kullanımı
  • Bazı sistemik sağlık problemleri
  • Bireyin ağız bakımına özen göstermemesi veya ağız bakımını yetersiz uygulaması
  • Enfeksiyon şeklindedir.

İzmir Diş Beyazlatma Tedavisi (Dental Bleaching)

Diş beyazlatma İzmir tedavisinde iki farklı seçenek vardır. Bu seçeneklerden hangisinin uygulanacağı bireyin beklentilerine ve bütçesine göre diş hekimi ile birlikte kararlaştırabilecekleri bir durumdur. Bunlar;

  • Ev tipi diş beyazlatma tedavisi
  • Ofis tipi diş beyazlatma tedavisi şeklindedir.

Ev Tipi Diş Beyazlatma Tedavisi

Bireyin dişlerinin ölçüsü alınarak bir kalıp çıkarılır. Ardından bu kalıba göre şeffaf plak yapılır. Hazırlanan plağın içerisine dişleri beyazlatma özelliğine sahip olan Karbomid Peroksit adlı jel formda bir madde koyulur.

Diş hekiminin önerisine göre 10 – 15 gün boyunca tedavi devam eder ve plağın dişlerde günde 4 – 5 saat kalması gerekmektedir.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta koyulacak olan jel miktarının doğru ayarlanmasıdır. Gereğinden fazla miktarda uygulandığında bireyin diş etlerinde aşınma, hassasiyet ve ağrı oluşabilir. Eğer böyle bir durum fark edilirse ağız bol su ile çalkalanmalı, diş etlerine yapısında E vitamini bulunan özel kremler sürülerek bölge rahatlatılmalıdır.

Hangi kremin birey için uygun olduğuna bireyler diş hekimlerine danışarak ulaşabilirler.

diş beyazlatma

Ofis Tipi Diş Beyazlatma Tedavisi

Bu uygulama genel olarak bireyin klinik ortamda en çok 2 seansa katılmasını gerektirir. Uygulamanın 2 seanstan fazla gerçekleştirilmesi dişteki hassasiyeti arttırabileceğinden tavsiye edilmemektedir.

İlk olarak diş renginin ne kadar değişime uğradığı diş hekimi tarafından yapılan muayene ile analiz edilir. Dişlerin işlem öncesinde bol su ile yıkanması ve tamamen kurulanması gerekmektedir.

Uygulamaya başlarken yanak ekartörü takılır ve dişlerdeki renk değişiminin şiddeti kontrol edilir. Ardından dil tutucu konularak dilin uygulamayı sekteye uğratmasının önüne geçilir.

Diş diplerindeki dişetlerinin zarar görmemesi için rezin bariyer uygulaması yapılır. Hiçbir sızıntının olmayacağından emin olunur.

Alt ve üst çeneye yaklaşık 10’ar saniye LED ışık tutulur ve uygulanan maddeler sertleştirilir.

Daha sonra yapısında Hidrojen Peroksit ve daha başka maddelerin yer aldığı bir jel madde dişlerin bütün yüzeyine sürülür. Bu aşamada 15 – 20 dakika boyunca beklenir ve dişlerin ton ton renginin açıldığı görülür.

Ardından jel silinerek bölgeden uzaklaştırılır.

Halk arasında bulunan yaygın inanışın aksine bu tedavinin dişler için herhangi bir zararı yoktur. İlk günler bireyde hassasiyet oluşabilir ve bu normal bir durumdur. Kendiliğinden zamanla geçer.

İlk günler en çok dikkat edilmesi gereken nokta dişin rengini değiştirebilecek herhangi bir gıda maddesinin tüketilmemesidir. Gıda boyası içeren besinler de buna dahildir.

Birey bundan sonraki süreçte ağız bakımına gereken özeni göstererek uygulamadan aldığı sonucu kalıcı hale getirebilir. Bunun için günlük ağız bakımının ihmal edilmemesi, kahve ve çay gibi içecekleri tüketirken pipet kullanımı, sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklardan uzak durulması gibi birtakım önlemler alınabilir. Aksi halde zamanla dişler çok fazla aşındırıcı ve sarartıcı maddelere maruz kaldıklarından yeniden sararak, eski kötü görünümüne dönebilir.

Ofis Tipi Diş Beyazlatmanın Avantajları

Bireyler İzmir diş beyazlatma tedavisi yaptırmayı düşünürken ofis tipi mi, ev tipi mi daha avantajlı karar vermekte zorluk çekebilirler. Her iki uygulamanın da kendine göre avantajları vardır ve en iyi karar için bireyler mutlaka doktor kontrolüne gitmelidir.

Ev tipi diş beyazlatma uygulamasının sağladığı en büyük avantaj daha ekonomik olmasıdır. Bireyler eğer gerçekten doktorlarının dediği her şeyi eksiksiz biçimde uygularlarsa tedavi başarılı olacaktır. Bu nedenle işlem öncesinde doktorlarından eğitim alırken dikkatle dinlenmeli, herhangi bir konuda takılınca doktorlarına danışmalıdır.

Ofis tipi diş beyazlatma tedavisinin sağladığı avantajlar ise;

  • Oldukça hızlı sonuç alınır. Ev tipinde haftalar boyunca beklemek gerekirken ofis tipi uygulama 1 – 2 seansta istenilen sonucu verir.
  • Düğün, önemli toplantılar, iş görüşmesi gibi acil durumlardan birkaç önce uygulanabilir.
  • Tüm işlemler diş hekimi tarafından yapılır. Bu sayede risk faktörleri en aza indirgenmiştir. Ev tipi uygulamada bireyler işlem konusunda deneyimli olmadıkları için diş etlerine zarar verebilirler. Ancak ofis tipi uygulamada diş etlerini %100 koruma adına detaylı işlem yapılır.
  • Bir süre devam eden koruyucu tedaviler sayesinde işlemin sonucu daha kalıcı hale gelebilir ve daha açık tonda renk elde edilebilir.
  • İşlemler klinik ortamda ev tipi uygulamasına göre çok daha hijyenik biçimde gerçekleştirilir.
  • Diş minesinin zarar görmemesi için uygulamanın dozu bireye özel direkt olarak doktor tarafından kontrollü biçimde ayarlanır. Ev tipi uygulamalarda bireyler fazla doz uygulayarak işlemi yanlış yapabilirler.

 

İmplant Sonrası Kanama

implant sonrası kanama

İmplant tedavisinden sonra ilk 48 saat kanama ve sızıntı olması oldukça normaldir.  Tedaviye bağlı olarak oluşan bu sızıntılar bir zaman sonra kaybolacaktır. Kanamanın bir diğer sebebi de tedavi uygulanan bölgenin soğuk tutulmamasıdır. Tedavi sonrasında sıcak ortamlardan ve sıcak sudan kaçınılmalıdır. İmplant sonrası kan birikmesinden dolayı ağızda şişlik ve morluk görülebilir fakat bu durum tehlikeli değildir. Kanamanızı durduramıyorsanız en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeniz gerekmektedir.

İmplant Nedir?

İmplant, genellikle titanyum ve zirkonyumdan elde edilen vidalama yöntemiyle zarar görmüş veya eksik olan dişlerin tedavisinde kullanılır. İmplantlar, çene kemiğinin iç kısmına yerleştirilerek yapılan bir tedavi yöntemidir. Dişlerde kök görevi gören, gerçek dişlere oldukça benzerlik gösteren uygulamalardan biridir.

İmplantlar Ne Zaman Yapılmalı?

Diş implantı tedavisinde kişinin çene yapısı, implantın tipi gibi birçok konu önem arz etmektedir. Doğru tedavinin yanında kişinin doğru zamanda da tedaviye başlaması gerekir. İmplant yaptırmadan önce dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:

  • Zarar görmüş bir veya birden fazla dişlere sahipseniz
  • Diksiyonunuzu geliştirmek istiyorsanız
  • Takma diş takamıyor veya takmak istemiyorsanız
  • Kemiklerinizin iyileşmesinde herhangi bir sorun yoksa
  • Gelişimini tamamlamış bir çene kemiğine sahipseniz
  • Tedavi sürecine dayanmaya hazırsanız tedaviye başlayabilirsiniz.

İmplant Sonrası Kanamayı Önlemek İçin Gerekenler

  • Tedaviden sonra ilk 2-3 gün kan sulandırıcı ilaçlar kullanılmamalı
  • Kanama riskini azaltmak izin yüksek yastık kullanılmalı
  • Tedavi sonrasında başınızı öne eğecek hareketlerden kaçınılmalı
  • Kanama olurken temiz bir gazlı bez ile yavaş bir şekilde tampon yapılmalı
  • Ağız içi temizliğe dikkat edilmeli
  • Tedavi sonrasında sert ve sıcak yiyeceklerden kaçınılmalı
  • Verilen ilaçları düzenli kullanmak gerekir
  • Diş fırçanız yumuşak uçlu kıllardan oluşmalı
  • İmplant sonrası 2 saat yiyeceklerden uzak durulmalı
  • Egzersiz ve yüze gelebilecek darbelerden korunmaları

İmplant Sonrası Diğer Yan Etkiler

İmplant tedavisi yapılan kişilerin karşılaştığı bazı yan etkiler bulunmaktadır. Bu yan etkileri şöyle sıralayabiliriz:

  • İmplant uygulanan yerlerde enfeksiyon olması
  • Çene ve ağız bölgesinde uyuşma ya da ağrı
  • İmplant sonrasında ilk 2-3 gün ağız hareketlerinde kısıtlılık

İmplant Tedavisi Kimlere Uygulanır?

İmplant tedavisi 18 yaşını doldurmuş, çene ve yüz kaslarının gelişimi tamamlanmış kişilere uygulanmaktadır. İmplant tedavisine başlamadan önce kişinin çene yapısının implant için uygun olup olmadığına bakılmaktadır. Kan sulandırıcı ilaç kullanan kişilerin tedaviden önce bu ilaçları bırakması gerekmektedir. Şeker hastaları da implant tedavisinden önce kontrollerini yaptırmalı ve hastalığın normal bir düzene girmesini beklemeleri gerekir. Diğer önemli bir konu da kemik erimesi olan kişilerin gerekli tedavileri aldıktan sonra implant tedavisine başlamaları gerekmektedir.

Konu ile ilgili, İzmir implant sayfamızı ziyaret ederek daha fazla detaylı bilgi alabilirsiniz.

Diş Taşlarını Temizletmek Zararlı Mıdır?

Bakteri plaklarının zamanla sertleşmesi sonucunda diş taşları oluşmaktadır. Tartar temizliği olarak da bilinen diş taşı temizliği diş hekimleri tarafından yapılmaktadır. Dişlerde oluşan diş taşları sarı ve sarının koyu gibi birçok renk skalasından oluşmaktadır. Diş taşları, sarı görünüm haricinde diş çürükleri, iltihaplar ve ağız kokusu gibi sorunlarda oluşturmaktadır. Bu nedenle diş temizliği önem arz etmektedir. Diş hekimleri, dişin dış yüzeyi, dişte arta kalan parçacıkları, oluşan plakları, diş etinin kenarları ve dişin aralarındaki bütün diş taşlarını temizlemektedir. Diş taşı temizlikleri rutin aralıklarla yapılmalıdır. Bu ise 6 ay gibi bir süredir. 

Diş taşları olan hastalar genellikle zararlı olduğunu düşünüp çekinmektedirler. Ancak diş taşlarının temizliği zararlı değildir. Ayrıca bakterilerden oluşan diş taşlarının temizlenmesi hastanın yararına olacaktır. Diş taşlarının temizlenmemeli durumunda hasta dişlerini kaydedebilmektedir. 

Diş Taşı Temizliğinden Sonra Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yemek yerken, yediğimiz yiyeceklerin tane parçacıkları diş aralarımızda kalmaktadır. Bu parçacıklar bakteri üreterek dişlerde tartar yani diş taşı oluşumu göstermektedir. Bu diş taşları ise dişte birçok sorun teşkil etmektedir. Bu nedenle diş taşı temizliği önemli husustur. Fakat diş taşı temizliği sonrasında hastaların belirli birkaç hususa dikkat etmesi gerekmektedir. Özellikle de uygulanan işlem sonrasında diş hekimlerinin verdiği tavsiyelere uymak gerekir. Peki diş taşı temizliği sonrasında nelere dikkat etmek gerekir? Diş taşı temizliği sonrasında şu gibi noktalara özen göstermek gerekir;

  • Diş taşı temizliği işlemi uygulanan hastanın en az iki saat boyunca herhangi bir şey içmemesi ve yememesi gerekmektedir. 
  • Diş taşı temizliği sonrasında 24 saat boyunca çay, kahve gibi sıcak içecekler içilmemelidir. 
  • Diş taşı temizliği sonrasında diş etlerindeki şişlikler meydana gelebilmektedir. Bu durumda şiş erlerine buz koymak gerekmektedir.
  • Uygulanan işlem sonrasında diş etinde hassastırlar söz konusu olabilmektedir. Özellikle 2 ila 3 gün boyunca sıcak ve soğuk hassasiyeti oluşmakta ve diş etlerinde sızıntılar meydana gelebilmektedir.
  • Temizlik işlemi sonrasında diş etinin hızlıca iyileşme göstermesi amacıyla ılık su ve tuz karışımıyla gargara yapılabilir.
  • Diş taşı temizliği sonrasında diş etlerinde ağrı meydana gelebilmektedir. Bu durumda diş hekiminin önerdiği ağrı kesici kullanılmalıdır.
  • İşlem sonrasında dikkat edilecek en önemli husus ise kesinlikle diş temizliğidir. Eğer hasta dişlerini fırçalamıyorsa buna dikkat etmelidir. Ancak düzenli şekilde fırçalıyorsa buna kaldığı yerden devam etmelidir. Fırçanın yanı sıra diş ipi de kullanılabilir.

Diş Taşları Nasıl Temizlenir?

Diş hekimleri diş taşı oluşan hastalara genellikle diş ipi kullanmasını tavsiye etmektedir. Hastanın rutin diş fırçalama işlemi sonrasında diş ipi ile dişlerin arasında oluşan plakları çıkarma eylemini yerine getirmesi durumunda diş taşlarında azalma görmesi mümkündür. Fakat hasta diş ipi kullanırken bazı noktalara dikkat etmesi gerekmektedir. Bu noktalar ise şu şekildedir;

  • Diş iplerinin ortalama boyutu 30 cm olmalıdır. 
  • Diş ipi orta parmaklara sarılarak işlem uygulanır. 
  • İşaret parmağı ve baş parmağı arasında olan diş ipi gerilerek diş aralarından geçirilmeli ve plakları temizlenmelidir. 
  • Dişlerin arasından geçirilen ip “C” şeklinde olmalıdır.
  • Diş iplerini dişin arasına koyduktan sonra geri ve ileri çekilmelidir. Eşzamanlı olarak diş ipleri aşağı ve yukarı yönlü hareketlerde yapılmalıdır. 
  • Diş ipinde germe işlemi yapılırken kırmamaya özen gösteriniz.
  • Diş aralarındaki plakları temizlerken dişleri çok fazla zorlamamak gerekir.
  • Diş ipi işlemi bütün dişlerde uygulanmalıdır. 

Diş fırçalamak ve diş ipi kullanımı her zaman yeterli olmamaktadır. Bu nedenle diş taşı temizleme işlemini profesyonel diş hekimlerine bırakmak önemlidir.

Detaylı bilgi almak için https://dentagora.com.tr/konservatif-restoratif-dis-tedavileri/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Protez Diş Nedir, Avantajları Nelerdir?

Herhangi bir darbeye karşı düşen dişlerde ya da çürüyen dişlerin çekilmesi durumunda estetik nedeniyle veya diş işlevselliğini kazanmak için hastalara protez diş uygulanmaktadır. Protez dişler, gerçeğiyle ayırt edilmeyen diş tasarımıdır. Doğal dişler kadar güçlü işlevselliği bulunmaktadır. Protez dişler, çoğu zaman ağzın sadece bir bölümüne yapılırken çoğu zamanda ağzın bütününe yapılabilmektedir. Bu durum hastanın diş kaybına bağlıdır. Diş protezlerin pek çok avantajı bulunmaktadır bu avantajlar ise şu şekildedir;

  • Bir kişinin çok fazla sayıda diş kaybına bağlı olarak yemek yeme ya da konuşma gibi faktörleri tam anlamıyla yerine getirememektedir. Diş protezi uygulaması yapıldıktan sonra ise kişi çok rahat şekilde çiğneme ve konuşma gibi eylemleri yerine getirebilmektedir. 
  • Ön ya da arka fark etmeksizin diş kayıpları sonrasında gülüşlerde estetik açıdan sorunlar oluşabilmektedir. Ancak diş protezi sonrasında bu sorun ortadan kalkmaktadır.
  • Protez dişler, sağlam yapıya sahip olduklarından doğal dişler gibi kullanılabilir.
  • Doğru temizleme ve temizliğinin ihmal edilmemesi sonucunda uzun yıllarca kullanılabilirler.
  • Protez diş takıldıktan sonra ilk etapta alışmak biraz zor olabilmektedir. Ancak alıştıktan sonra konforlu ve rahat bir kullanım sağlamaktadırlar. 

Protez Diş Çeşitleri Nelerdir?

Protez diş çeşitleri oldukça fazladır. Hastanın ağız yapısı, çene yapısı ya da beklentisine göre uygun diş protez seçeneği belirlenerek hastaya uygulanmaktadır. Günümüzde ise en fazla tercih edilen protez diş çeşitleri; implant üstü, hareketli ve sabit diş protezleridir. Genel olarak protez diş çeşitleri şunlardır;

  • Sabit protez diş çeşidi; Diş içerisine sabit şekilde uygulanır. Ağız içerisinden çıkartılmaz. Genel olarak tek diş kayıplarında kullanılır. 
  • Hareketli protez diş çeşidi; Halk arasında takma diş olarak bilinen bu protez diş seçeneği ağza sabit olarak uygulanmadığından çıkarılıp, takılabilmektedir. 
  • Total protez diş çeşidi; Bütün dişlerin çekilmesi ya da düşmesi durumunda uygulanmaktadır. Daha çok yaşlı kesimde tercih edilen bu protez diş seçeneği çenelerde bulunan kemiklerden destek alarak yapılmaktadır.
  • İmplant üstü protezler: Hem sabit hem de hareketli olarak uygulanabilmektedir. Hareketli seçeneği çok fazla sayıda diş kaybında tercih edilirken, sabit olan seçeneği tek diş kayıplarında tercih edilmektedir. 
  • Diş üstü protezler; Ağız içerisinde bir ya da iki adet diş bulunduğu takdirde hastanın tercihine bağlı olarak uygulanmaktadır. Günümüzde tercih edilmemektedir.
  • İmmediat protezler: Bütün ana dişlerin çekilmesi durumunda hastaların tercihi doğrultusunda uygulanmaktadır. 
  • Parsiyel diş protezleri; Ağız içerisinde bazı doğal dişlerin mevcut olması durumunda eksik dişler yerine uygulanan diş protezleridir. Çıkarma ve takma özelliği bulunmaktadır. Akrilik ya da tek parça döküm malzemelerinden üretilmektedir. Günümüzde ise estetik açıdan hoş olmadığı için tercih edilmemektedir.

Protez Diş Temizliği ve Fiyatı

Protez dişleri doğru kullanılması halinde ve temizliğinin ihmal edilmemesi durumunda uzun yıllarca kullanmak mümkündür. Hareketli diş protezlerini her yemekten sonra mutlaka çıkarılıp suda bekletilmesi gerekmektedir. Sabit diş protezleri ise diş hekimlerinin önerdiği diş fırçaları ve macunlar eşliğinde sürekli temizlenmesi gerekmektedir. Protez dişler için üretilen özel fırça ya da macunlar bulunmaktadır. Bu özel temizlik malzemeleri ise her diş protezine uygundur. Özel diş protez temizlik malzemeleri kullanıldıktan hemen sonra diş protezlerinde oluşan leke ya da kalıntılar yok olmaktadır. Diş fırçası ve macunu gibi temizlik malzemelerinin yanı sıra özel olarak üretilen tabletler de bulunmaktadır. 

Diş protez fiyatları ise farklı unsurlara bağlı olarak değişmektedir. Bu unsurlar ise şu şekilde sıralanabilmektedir;

  • Hastanın diş eksikliği sayısı,
  • Diş protez seçimi,
  • Diş protezin yapılma malzemesi gibi unsurlardır. 

Detaylı bilgi almak için https://dentagora.com.tr/protez-ve-dis-estetigi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Diş Çürüğü Ne Gibi Hastalıklara Yol Açar?

Diş çürüğü ne gibi hastalıklara yol açar? sorusu sıklıkla diş çürüğü olan kişiler tarafından sorulmaktadır. Diş çürüğü, yaşam kalitesini oldukça düşüren, kişinin sosyal yaşamı olumsuz yönde etkileyen oluşumlar arasında yer almaktadır. Ağız sağlığını ve estetiğini önemli derecede etkilemektedir. Kişilerin birçoğunda en az bir defa diş çürüğü görülmektedir. Diş çürüğünün önlenmesi ve tedavi edilmesi mümkün bir rahatsızlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Erken teşhis edilmediği taktirde ya da çürüğü fark edip tedavisini yaptırmadığınızda veya ertelediğinizde, diş çürüğünün vücuda vereceği zararlar ile karşı karşıya kalma ihtimaliniz oldukça yüksektir. Diş çürüğünün yol açtığı hastalıklara değinmeden önce diş çürüğünün ne olduğunu ve neden kaynaklı oluştuğundan kısaca bahsedelim.

Diş Çürüğü Nedir?

Yeterli düzeyde ağız bakımı ve hijyeni sağlanmadığı takdirde ağızda birikmeye başlayan bakteri ve asitler sebebi ile diş minesi ya da mineleri bozulabiliyor. Diş temelini koruyan minenin ortadan kalkması durumunda diş savunmasız bir şekilde kalıyor. Mikroplar ve bakteriler diş özüne karşın saldırıya geçiyorlar. Bunun sonucunda ise “Diş çürüğü nedir?” yanıtına cevap olarak dişlerde belirli koyu renkte oyuklar meydana gelmeye başlamaktadır.

Sindirim sistemimizin başlangıç noktasını ağızımız oluşturuyor. Tükettiğimiz besinler ağız yolu ile vücuda giriyor. Her türlü yeme ya da içme faaliyetinden belirli bir süre sonra ağız bakımı yapılmadığı takdirde, dişlerin arasında belirli yiyecek artıkları birikmektedir. Bu besin artıkları temizlenmediği takdirde aside dönüşüyorlar. Asit ise diş minesini aşındırarak, dişin temeline zarar veriyor.

Diş Çürüğü Vücutta Hangi Hastalıklara Yol Açar?

Dişin ya dişlerin çürümesi yalnızca dişi ve yanındaki dişleri olumsuz yönde etkilemez. Diş çürüğü konusunda diş iltihapları ve çürüğü insan vücudunda hangi enfeksiyonlara yol açabilir çok fazla merak edilen sorular arasında yer almaktadır. Çürük oluşumuna sebebiyet veren mikroorganizmalar, oluşturdukları lezyonlar nedeni ile böbrek, kalp, mide, karaciğer gibi organları olumsuz yönde etkiliyor. Diş çürükleri nedeni ile , yiyecekler iyi şekilde öğütülmediği için insanların fazla kilo almalarına da yol açabiliyor. 

  • Diş eti hastalıkları,
  • Solunum sistemi,
  • Bademcik iltihabı,
  • Sinüzit, nezle, faranjit,
  • Kemik erimesi,
  • Obezite,
  • Diyabet,
  • Romatizma,
  • Kalp, böbrek, karaciğer, mide hastalıklarına sebebiyet verebilmektedir.

Diş Eti Hastalıkları

Düzenli ağız bakımını ihmal etmek ya da ertelemek yalnızca diş çürümelerine yol açmamaktadır. Ağızda oluşan plaklar sebebi ile diş etlerinde hastalığa ya da periodontal hastalığı oluşabilmektedir. Bu bahsettiğimiz hastalık ağzınızda ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra ağızdaki bakteriler yiyecekler ile sindirildiği zaman neredeyse tüm organları da etkilemektedir.

Diş eti hastalığının üç farklı aşaması bulunmaktadır;

Diş eti iltihabından kaynaklı ilk aşama olarak diş etlerinde aşırı plak oluşması iltihap yaratmaktadır. Bu durum diş eti şişmelerine deneden olur. Düzenli bir şekilde diş fırçalama ve diş ipi ile bu problem kolaylıkla çözülebilir.

İkinci ve son aşama olan üçüncü aşamada, ağızda bulunan dokular ve kemikler ciddi şekilde etkilenir. Dişlerde biriken plaklar dişleri ve diş etkilerini deforme ettiği için ciddi oranda geri döndürülemez bir hasar oluşturmaktadır. Hasar oluşumda ki şiddete göre uygun tedavi yöntemi ile bazı etkileri azaltabilmektedir. Eğer uygun tedavi yöntemleri uygulanamazsa dişlerin çekilmesi gerekebilir.

Zatürre

Çürük dişlerin hastalığına sebep olduğu hastalıklar arasında Zatürre’de sayılabilir. Vücuda ağızdan veya farklı yerlerden giren bakteri ve mikroplar, akciğerlere ulaşım sağlayarak akciğer de enfeksiyonuna neden olmaktadır. Zatürre genellikle yaşı geçkin olan hastalar için son derece tehlikeli bir hastalıktır.

Kalp Rahatsızlıkları

Bilim insanları tarafından araştırmalar yolu ile vücuda yalnızca ağız yolu ile giren bakterilerin damar tıkanıklıklarına, kalp krizine ya da felce sebep olabileceğini keşfettiler. Ağız içerisinde fırçalamadan bırakılmış olan bakteriler vücutta sindirilir ve daha sonrasında kana karışır. Kan aracılığı ile ise kalbe ulaşım sağlar. Halk arasında Enfektif Endokardit olarak adlandırılan ve bilinen tehlikeli bir enfeksiyona sebep olabilir.

Erken Doğumlar

Alanda yapılan çalışmalar, prematüre şekilde doğan bebeklerin annelerinin, hamilelik dönemi içerisinde diş problemleri ya da diş eti hastalığı olduğunu bilinmektedir. Dişlerde yer alan bakteriler, birçok organa kolaylıkla geçebilir. Böylelikle organları etkileyebilir. Hamilelik esnasında, eğer bir annenin periodontal hastalık gibi benzer diş problemleri varsa, o noktada ağzından çıkan bakteriler kolaylıkla plasentaya erişebilir. Bu durum doğmamış bebeği etkiler. Etkilenen bebekler de sağlıklı bebeklerden daha az vücut kütlesine sahip olmasına neden olabilir. Hamile kadınların bu ve benzer  problemler ile karşılaşmaması için düzenli bir şekilde diş hekimini ziyaret etmeleri gereklidir.

Çocuklarda Oluşabilecek Sorunlar

Yaşı gelen çocuklara günlük diş bakımı hakkında ebeveynleri tarafından detaylı bilgi verilip, diş  bakımı uygulaması sağlanmaz ise; ciddi diş çürüklerine, belirli ağrılara ve daha birçok farklı ciddi sorunlara sebep olunabilir. Eğer bu sorunlar çözüme kavuşturulamaz ise çocuklarda konuşma ve yeme bozuklukları gibi problemler ortaya çıkabilir. Bu durum da hem sağlıklarını hem de sosyal yaşantılarını oldukça olumsuz yönde etkiler.

Diş çürükleri nedeni ile bahsettiğimiz hastalıklara ve benzer hastalıklara yakalanma olasılığınız oldukça yüksektir. Bu nedenle dişlerinizi zamanlı ve programlı bir şekilde fırçalamak önemlidir. Her altı ayda bir dişlerinizi kontrol ettirmek için hastaneye gitmeniz de bir diğer önemli etkendir.

Daha fazla detaylı bilgi almak için https://dentagora.com.tr/cerrahi/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Diş Eti Hastalığı Hangi Vitamin Eksikliğinden Olur?

Ağız ve diş sağlığı için iyi bir ağız hijyeni sağlamak önemlidir. Diş ipi kullanmak ve dişleri düzenli olarak fırçalamak bu noktada oldukça faydalıdır. Diş eti hastalıkları son yıllarda yaygınlaşmıştır. Ağız ve diş sağlığı aynı zamanda kişinin genel bağışıklığını da etkilemektedir. Bu makalede diş eti hastalığı hangi vitamin eksikliğinden olur sorusuna odaklanıyoruz.

Diş kayıplarının en büyük nedenlerinden biri de diş eti hastalıklarıdır. Diş eti hastalığına yol açan temel sebepler;

  • Bakteriyel diş taşları,
  • Sigara kullanımı,
  • Diş sıkma, gıcırdatma,
  • Vitamin eksikliği,
  • Hormonal değişiklikler gibi faktörlerdir.

Ağız, dişler ve diş etleri tüketilen besinlerin ilk temas noktasıdır. Bilindiği gibi sindirim süreci ağızda başlar. Besin eksiklikleri ağızda iltihaplanma ve diş kaybı gibi bazı sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Gıda ve vitaminler yoluyla sağlıklı dişler ve diş etleri desteklenebilmektedir. Diş eti sağlığı için önemli vitaminler vardır.

D vitamini

D vitamini bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur aynı zamanda ağız sağlığı açısından da faydalıdır. Kan basıncını düşük tutarak pankreasın insülin üretmesine yardımcı olur. Bu bağlamda diş eti hastalığı da dahil olarak pek çok enfeksiyon riskini azaltır. Birçok araştırma D vitamini eksikliğinde diş çürümesi riskinin de arttığını göstermiştir. Çünkü D vitamini vücudun kalsiyum ve fosfatı kolayca kullanmasına yardımcı olur. Kalsiyum ve fosfat diş minesi oluşturmak ve korumak için oldukça önemlidir.

Kalsiyum

D vitamini bakımından zengin olan gıdaları içerisinde kalsiyum bulunan gıdalarla birleştirdiğinizde kalsiyumdan çok daha fazla faydalanabilirsiniz. Süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler ve fındık gibi vitamin deposu yiyecekleri sofranızdan eksik etmemelisiniz. Kalsiyum dişlerin korunmasında ve oluşmasında insan vücudundaki en önemli minerallerden biridir.

C Vitamini

C vitamini bağışıklığınız yanında diş etleri için de oldukça faydalı bir vitamin grubudur. Diş etindeki bağ dokusunun sağlıklı ve güçlü kalmasına yardımcı olur. Diş eti kanaması ve diş eti hastalıkları azalır. Narenciye, biber, tatlı patates, brokoli, çilek ve lahanada bolca C vitamini bulunmaktadır.

Beslenmede çeşitliliği önem vermek, meyve ve sebzeleri dengeli bir şekilde tüketmek tüm vitaminleri almaya faydalı olur. Vitamin seviyesi ile ilgili endişeleriniz varsa, beslenmenize hangi takviyeleri ya da yiyecekleri ekleyebileceksiniz konusunda Dent Agora İzmir ile iletişime geçebilirsiniz. Bu vitaminlerin dişlerinizi nasıl etkilediğini anlamak, uzun vadede ağız bakımınıza yardımcı olacaktır. Ağız ve diş sağlığınız için hemen Dent Agora ile iletişime geçebilirsiniz.

Detaylı bilgi almak için https://dentagora.com.tr/periodontoloji/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Yetişkinlerde Ortodontik Bozuklukların Tedavisi Nasıl Yapılır?

Yetişkinlerde ortodontik bozukluklarının bir nedeni de erken yaşlarda tedavi edilmeyen çarpıklık ya da ileri ve geri çene durumları görülen sorunlardır. Tüm bu problemler için yetişkin ortodonti tedavisi uygulanmaktadır. Diş çürüğü, diş eti hastalıkları veya çiğneme güçlüğü gibi durumlar bu ortodontik bozukluklara yol açabilmektedir. Bu tedavi ile yaştan bağımsız olarak ileride oluşabilecek diş sorunları riski de azaltılmaktadır.

Günümüzde sağlık alanında kaydedilen ilerlemeler tedaviyi her yaştan birey için her zamankinden daha kolay ve rahat bir hale getirmektedir. Ortodontik diş tedavileri artık çok daha hızlı ve pratik bir şekilde ilerlemektedir. Erken yaşlarda kullanılan diş teli ile düzeltilen dişler, zamanla orijinal konumlarına geri dönebilmektedir. Bu da yetişkinlikte yeniden çarpık dişlere neden olmaktadır. Özellikle diş teli tedavisinden sonra uygulanması gereken tedaviler aksatıldığında bu problem görülebilmektedir.

Yetişkin Diş Teli                                                                                                                           

Yetişkinlikte ortodontik bozuklukların tedavisinde diş teli kullanılabilmektedir. Yetişkinler ve çocukların ortodontik tedavisindeki en temel fark tedavide daha az seçenek olmasıdır. Çocukken ve gençken çene yapısı hala büyümeye devam ettiği için burayı düzeltmeye yönelik tedaviler de uygulanabilmektedir. Fakat yetişkinler farklı ortodontik aparatları kullanamazlar çünkü çene tamamen gelişmiştir.

Yetişkinlerde genel olarak görülen ortodontik bozukluklar;

  • Çapraşıklık,
  • Seyreklik,
  • Diş eti sorunları,
  • Eksik ya da gömük dişler,
  • Diş gıcırdatma,
  • Üst ya da alt çenenin önde ya da geride olması.

Bu sorunların tümünü tedavisinde önemli olan dişleri saran diş eti ve kemik dokusunun sağlıklı olmasıdır. Eğer bu bölümler sağlıklıysa ortodontik tedavi her yaşta mümkündür. Ortodontik tedavinin ilk zamanlarında kişiden kişiye değişen oranlarda ağrı görülebilmektedir. Ayrıca ilk haftalarda dudak ve yanak içlerinde sabit ortodontik cihazlardan kaynaklı tahriş oluşabilmektedir. Fakat tedavinin ilerleyen günlerinde bu tarz rahatsızlıklar artık yaşanmamaktadır.

Ortodontik tedavilerde diş çekimi gerekirse yapılabilmektedir. Eğer çene kemiği küçükse ve aşırı yer darlığı nedeniyle bir çapraşıklık mevcut ise bazen çürük olmayan sağlam dişlerin çekilmesi gerekilebilir. Bu durumda dişler sağlıklı ve kalıcı bir şekilde çene kemiğine dizilecektir. Eğer sağlam dişlerin çekilmesi yapılmazsa ortodontik tedavi bitse bile yeniden bu sıkışıklıktan kaynaklı çapraşıklık meydana gelecektir.

Yetişkinler için diş teli kullanımında merak edilen sorulardan birisi de diş teli takmak dişleri çürütür mü sorusudur. Dişleri her yemekten sonra yaklaşık 3 dakika kadar fırçalamak diş çürümelerine önleyecektir. Zamanla dişler çürüye bilir. Fakat düzenli bir ağız hijyeni ve bakım yapılırsa diş sağlığı korunabilmektedir. Dişler tedavi sırasında tam anlamıyla temizlenmeli ve kalıcı lekelerin oluşması önlenmelidir.

Farklı diş telleri modelleri mevcuttur. Günümüzde en çok kullanılan diş telli ise şeffaf görünmeyen seramik diş telleridir. Genellikle “şeffaf diş telleri” olarak adlandırılan bu diş telleri, aynı işlevselliğe sahip oldukları için geleneksel metal diş tellerine benzer. Ayrıca metal diş telleri ile aynı boyut ve şekildedirler. Yetişkin ortodonti tedavilerinde sıklıkla kullanılmaktadırlar.

Ortodonti tedavilerinin birçok faydası vardır. Bunlardan ilki dişlerin görünümünü ve sağlığını iyileştirir ve özgüveni arttırır. Yalnızca ağız ve diş sağlığınızı iyileştirmekle kalmaz aynı zamanda genel sağlığı iyileştirmektedir. Diş çürümeleri ve diş eti hastalıkları insan vücudunun genel bağışıklığını da düşürmektedir. Bu nedenle ağız ve diş sağlığına her zaman önem verilmesi gerekmektedir.

Dentagora Ağız ve Diş sağlığı Polikliniği; tüm İzmir Ortodonti tedavisi ile ilgili bilgi alabileceğiniz en kapsamlı diş tedavi merkezidir. Tüm şubelerinde nitelikli ve uzman kadrosuyla ağız ve diş sağlığı için öne çıkan kliniklerdendir. Yetişkinlerde ortodonti tedavisi için bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz.

Detaylı bilgi için https://dentagora.com.tr/ortodonti/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Ağız Ve Diş Sağlığı Nasıl Korunur?

Daha sağlıklı bir vücut yapısı için mutlaka ağız ve diş bakımına ekstra özen göstermeniz gerekmektedir. Çünkü yiyeceklerle beraber ağızda biriken bir takım bakteri ve virüsler vücudun çeşitli organlarına dağılır. Dolayısı ile ağız ve diş sağlığı en önemli konuların başında gelmektedir. Doğru ağız bakımı ile aynı zamanda daha güçlü yapıdaki dişlere ulaşmanız da mümkün olacaktır. Rutin diş kontrollerinin zamanında yapılması her yaştan insan için bir hayli önemlidir. Bu nedenle ağız ve diş bakımı küçük yaşlardan itibaren iyi bir alışkanlık haline getirilmesi gerekir.  İzmir ağız ve diş sağlığı merkezinden rutin diş kontrolleri yaptırabilir ve gerekli önemler alınmalıdır.

Ağız Ve Diş Sağlığı İçin Neler Yapılmalı?                                                                                                                        

Pek çok kişi ağız ve diş bakımlarını yaptığını düşünse de elbette, doğru bir diş sağlığı için mutlaka doğru bir şekilde bakım yapılması şarttır. Bunun için ise;

  • Her gün düzenli olarak diş fırçalaması yapılmalıdır. Dişleri fırçalarken çok fazla diş macunu kullanmadan sadece mercimek büyüklüğünde bir diş macunu kullanmaya özen göstermeniz şarttır. Çünkü fazla diş macunu ağızda çok fazla köpürdüğü için dişlerin arasına ulaşamaz.
  • Diş fırçalama işlemini uzun tutmanız gerekir. Bu sayede dişlerin tüm yüzeyine ve tüm aralarına ulaşmasını sağlayabilirsiniz.
  • Elbette sadece diş fırçalamak yeterli gelmez. Doğru bir diş fırçası seçimi de en önemli konulardan biridir. Bu nedenle ne çok sert ne de çok yumuşak diş fırçası seçilmemesi gerekir. Yani orta yumuşaklıkta bir diş fırçası seçilmesi daha doğru olur.
  • Diş fırçasının kalitesi kadar, diş macununun da kalitesi önemli konuların başında yer alır. Özellikle fazla kimyasal içermeyen ve bitkisel olan diş macunlarını tercih etmeniz gerekir. Bu sayede diş yüzeyinde çizilme ve diş etlerinde çekilme gibi bir sorun da yaşanmayacaktır.
  • Diş fırçalamanın yanında diş aralarını temizliği için mutlaka diş ipi kullanımına da özen göstermeniz gerekir. Bu sayede en dipte kalan yiyecek artıkları bile diş ipi ile kolayca çıkacaktır.
  • Düzenli diş kontrollerinin yapılması gerekir. Bunun için ise en iyi İzmir ağız ve diş sağlığı merkezinden destek almanız gerekir.
  • Diş temizliğinin yanında ağız hijyeni için ağız içinde kesinlikle çürük dişin tedavi edilmesi gerekir. Çünkü ağızda yer alan çürük dişler zamanla diğer dişlerin de çürümesine neden olur.
  • Çok fazla asitli yiyecek ve içeceklerden uzak durulması ağız ve diş sağlığı için en önemli konuların başında gelir. Bu nedenle kişiler ağız temizliğine dikkat ettiği kadar yiyip, içtikleri yiyeceklere de dikkat etmelidir.

Daha doğru bir ağız bakımı için https://dentagora.com.tr/cerrahi/ merkezinden bilgi ve destek alabilirsiniz.

Ağız ve Diş Sağlığının En Önemli Sorunu Nedir?

Ağız ve diş sağlığı oldukça hassas bir konudur ve bu alanda yapılan tedavi yöntemleri gün geçtikçe gelişmeye devam etmektedir. Bunun yanı sıra yeni tür ağız ve diş sağlığı sorunları ortaya çıkabilmektedir.

İnsanların aklındaki sorun hangi diş sorununun daha önemli olduğudur. Şu ya da bu sorun daha önemlidir demek pek mümkün değildir. Çünkü her diş sağlığı sorunun kendince riskleri ve tedavi yöntemleri vardır.

Geçmişten günümüze pek çok ağız sağlığını tehdit eden sorun ortaya çıkmış ve teşhis edilerek değişik tedavi yöntemleri uygulanmıştır. Bunların sonucu olarak günümüzdeki etkili tedavi yöntemleri oluşturulmuştur.

Ağız ve Diş Sağlığını Tehdit Eden Sorunlar

Günümüzde pek çok tedavi yöntemi gelişse de hala ağız sağlığını tehdit eden unsurların önüne geçilememektedir. Bu rahatsızlıkların oluşmaması için bireyler kendi ağız sağlıklarına dikkat etmelidirler. Ağız ve diş sağlığı İzmir bu konulara dikkat çekse de hala günümüzde sıklıkla karşılaşılan bazı sorunlar şunlardır:

Kötü Nefes Kokusu: Kötü nefes, hoş olmayan bir kokuya sahip bir nefestir. Aynı zamanda ağız kokusu olarak da adlandırılır. Nedene bağlı olarak bir noktada olabilir veya kalıcı olabilir. Ağız kokusu belirtileri, teşhisi, önleyici tedbirler ve tedavisi kolay bir ağız sorunudur.

Diş Çürükleri: Çürük, diş minesinin aşınmasından kaynaklanır. Önlenebilir bir hastalık olan diş çürüğünün belirtileri, teşhisi, önlenmesi ve tedavisi basittir fakat ilerlemiş çürükler diş kayıplarına neden olabilir. Bu sebeple geciktirmeden tedaviye başlanılmalıdır.

Uçuk Virüsü: Herpes simpleks virüsünün neden olduğu bir rahatsızlıktır ve bulaşıcıdır. Bu nedenle uçuk sahibi kimseler, yakın temastan kaçınmalıdırlar.

Kuru Ağız: Genellikle ağız kuruluğu olarak bilinen kserostomi, tükürük salgısının azalması veya durmasının bir belirtisidir. Bir hastalık olmasa da birçok hastalığın belirtisi olabilir.

Gömülü Dişler: Gömülü dişler, çıkıntılı bölgelerde bloke olan dişlerdir. Bu dişler, ağızda yeterli boşluk olmadığı için gömülü kalabilirler. Yirmi yaş dişleri alt çenede yandan çıkmaya veya bükülmeye çalışır. Gömülü dişlerin belirtileri genelde o bölgede yaşanan ağrıdır. Tedavi yöntemi ise dişi çekmektir. 20 yaş dişlerine müdahale edilmediği müddetçe diğer dişleri çürütme ve ağızda sıkışıklık yaratma ihtimalleri oldukça yüksektir.

Ağız ve Diş Sağlığı Sorunlarının Tedavisi

Ağız ve diş sağlığı tedavileri, teknoloji sayesinde gittikçe kolay bir hal almaya başlamışlardır. Her soruna özel tedavi biçimiyle dişler eski sağlıklı hallerine kavuşturulur. Pek çok yöntem ve tedaviyi içeren bu tekniklerin amacı bir an önce ağız ve diş sağlığını tehdit eden durumu ortadan kaldırmak ve hastaya konfor sağlamaktır. Bu sebeple gelişen tıp yöntemliyle her yıl yeni tedavi yöntemleri ortaya çıkmaktadır.

Ağız ve diş ağlığı da kendi içinde kategorilere ayrılmaktadır. Ortodonti tedavileri de dahil olmak üzere pek çok diş kaplama, diş teli, implant, diş taşı temizleme gibi yöntemler vardır. DentAgora siz de ağız ve diş sağlığı sorunlarınızı önceden fark edip önlem alabilir veya en uygun tedaviler ile sorunlarınızdan kurtulabilirsiniz.

Konu ile ilgili detaylı bilgi almak isterseniz İzmir implant sayfasını ziyaret edebilirsiniz.